Çok arkadaşım, dostum yoktur benim. Herkesi öyle kolay hayatıma alıp birşeylerimi paylaşamam. Hele evim, çoğumuzun olduğu gibi, evim özeldir, kutsaldır. Sadece dostlarım gelir, ailemi tanır. Yaklaşık 1 yıldır sanal dünyadan arkadaşlarım var. Yüzyüze görüşmediğim, seslerini duymadığım, yanlızca ekrandaki yazılardan birbirimizi tanıdığımız..... Dün onlardan 3 aile evime davetliydi. Hiç tereddüt etmeden, yazılarında bile o samimiyeti, sıcaklığı hissettiğim 3 aile.
İlk önce Sevgili Seda, eşi Hasan bey ve yakışıklı oğluşları Kerem geldi. Üstelik Seda'nın evi bizim eve uzak olduğundan, en son gelebiliriz dedikleri halde, ilk onlar geldi:)
Kısa süre sonra deli-dolu Ferda, eşi Cüneyt bey ve cilveli kızları Naz:) Naz'ın bıcır bıcır sesi sokakta yankılanıyordu ''bişş geyydiiikkk'':)))))))En son, assolistimiz Hülya, eşi Hakan bey, ve asil mi asil Öykücük.... Ferda ve Seda'yla daha önce tanışmıştık ama Hülya'yla ilk kez yüzyüze karşılaşacaktık. Ferda camdan görmüş, ''Geldiler'' dedi. Kapıyı açtım, karşımda 40 yıldır tanıdığım bir arkadaşım varmış gibi:) Hülyada da aynı tepki:) İşin ilginci, Ferda ve Seda'yla da ilk karşılaşmamızda daha önceden tanışıyor gibiydik:) Öykü kuzusu yolda uyuyakalmış, onu Zeynep Duru'nun yatağına yatırıp, geçtik kahvaltı masasına. Ve gelsin çaylar, başlasın muhabbet.............
Yedik, içtik, güldük, eğlendik. Dostlarımızı ağırlamaktan çok büyük keyif aldık eşim ve ben. Tabiki kızımız da:) Her ne kadar önceleri Naz'la oyuncak kavgasına girse de, en son çamaşır sepetini güle oynaya beraber taşıdıklarını gördüm:) Herkes gittikten sonra uzun süre camın önünde ''Naşş, Öytüü, abii'' diye diye bekledi, belki geri dönerler diye:) Kısacası biz ailece, süper bir pazar günü geçirdik. Gelen büütün dostlarımıza çok teşekkürler, ayağınıza sağlık...
NOT: Ferda'nın kocası hayatta yaşlanmaz, Ferda gibi eşi olunca insanın:) Seda ve Hülya, ağır abla olarak, Ferda ve beni dengelediler:) Hepsinin eşleri de çok beyefendi, tam bir aile babası gibiydi. Bebelerse tam yemelik tabikiiiiiii:)))))))))